Bağımsız Diyanet-Sen; sendikaların siyasi ve ideolojik merkezlere aidiyetleri ve düzeysiz rekabetleri ile anılmalarına razı olamayanlar tarafından, yüce İslam Dinini, siyasi ve ideolojik çekişmelere malzeme yapan anlayışa karşı olarak 5 Nisan 2005 yılında Diyanet İşleri Başkanlığında aktif faaliyet gösteren 4. sendika olarak kuruldu.

Kuruluşumuzdan bugüne geçen sürede yılmadık usanmadık, yorulmadık bir yerlere yaranma gayesi gütmedik, hiçbir yere yaslanmadık.

Tek dayanak olarak hak bize yeter diyerek, hak ve doğrunun yanında üyelerimiz ile beraber el ele, kol kola çıkmış olduğumuz bu yolda kimseyi geriye bırakmadık.

Kuruluş ilkelerimizden ve bağımsız sendikacılık anlayışımızdan asla taviz vermedik.
 
Rant ve çıkar kavgasına dönüşen anlayışın benimsendiği, üyeliklerin hatır ve gönül için yapıldığı, siyasi iradeden veya idareden birisi bana bir şey demesin düşüncesinin hâkim olduğu sendikacılığın hak ve kazanım elde etmediği gibi; kazanılmış hakları da kaybettirdiğine hep birlikte şahit olduk.

Artık lütuf beklemenin zamanı geçmiştir. Toplu sözleşmelerde memurların günlük hayatına olumlu yönde fazlaca katkı yapılmadığını, toplu sözleşme taleplerinin dahi beklentilerin çok uzağında kaldığını, görüşme masasına oturan sendikaların hükümet yerine birbirlerini rakip olarak gördüklerini, kazanılmış hakları dahi koruyamadıklarını hep birlikte müşahede ettik.

Sorumluluk alan, sadece elini değil tüm bedenini taşın altına koyan, şikâyet edilen konuları daha güçlü ses ile haykıran, haksızlığa uğrayanın yanında olan, yol gösteren, hukuki destek veren, idare kurullarına katılarak üyelerinin disiplin cezalarını iptal ettiren, idari davalar açarak haksızlıkların ortadan kalkması için tüm yasal süreçleri sonuna kadar kullanan sendika olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.

Ülkemizdeki en temel sorun, doğru hedeflere yanlış araçlarla varmaya çalışmaktır.

Kamu görevlileri, bu alanda faaliyet gösteren sendikaların hangisinin gerçek sendika, hangisinin siyasi amaçlarla kurulmuş paravan, arka bahçe ve güdümlü veyahut sarı ve sahte sendika olduğunu iyi bilmelidir.

Unutulmamalı ki, siyasi ve ideolojik aidiyetlerini aşamamış, önceliklerine kamu çalışanlarının sorunlarını oturtamamış sözde yetkili sendikalarla kamu çalışanlarının makûs talihini yenmek mümkün değildir Sendikalara baktığımızda bazıları bir partinin sağ kolu, birisi sol kolu gibi, bazıları bir partinin karşısında sanki muhalefet, diğerleri öbür partinin karşısında, bazıları ise bir başka kitlenin örgütün sözcüsü gibi hareket etmektedirler.

O halde size düşen görev ise, sizi temsil etme niyetinde olmayan, derdiniz ile dertlenmeyen sendikaları terk etmektir. Doğru sendikacılığa destek zamanı Bağımsız Diyanet Sen'i destekleme zamanı gelmiştir.

Bizler Bağımsız Diyanet-Sen olarak, Siyasi görüşleri bir tarafa bırakıp hak ve emek mücadelesi için çalışıyoruz, çalışacağız. Hiç kimse size “Şu hak senindir!” demez ve demeyecektir. Hakkı gasp edilen, alacağı olan, haksızlığa uğradığını düşünen hakkını aramasını da ve almasını da bilmelidir. Kamu görevlileri artık tek başına değildir.

Onların adına bu işi yapacak veya onlara her türlü hukuki yardımı sağlayacak bir sendikaları var. Bu mücadelenin doğru adresi Bağımsız Diyanet-Sen'dir Kimileri sendikal mücadeleye inanmayabilir.


Ama bilinmeli ki, 4688 sayılı Kanun var oldukça, birileri kamu görevlileri adına masaya oturacak ve memurları temsil edecektir.

Gerçekleştirilen toplu sözleşmelerdeki hak kayıpları, kurum idare kurul kararlarının formaliteden öteye geçmemesi ideolojik ve güdümlü sendikacılığın yansımalarıdır.

2005 YILINDAN BUGÜNE KADAR
AMACIMIZ SİYASET DEĞİL SENDİKACILIKTIR DİYEREK ÇALIŞMAKTAYIZ.