
Haber Kayıt Tarihi : 06 Kasım 2023
2016-2017 yıllarını kapsayan ve 3 Ağustos 2015 pazartesi günü başlayan toplu sözleşme görüşmeleri 11 Ağustos 2015 Salı gününe ertelenmişti. Masaya oturan yetkili olan etkili olamayanların Toplu sözleşmenin umurlarında olmadığını söylemiştik. Destan gibi taleplerle masaya gelenlerin, 22 günde bu kadar konuyu konuşamayacaklarını anlatmıştık. Bağımsız Diyanet-Sen ve BASK olarak Toplu sözleşme kapsamına dönmelerinin yasanın emri olduğunu hatırlatmıştık. Ve bugün yapılacak görüşmeler de bir sonraki güne Çarşamba gününe ertelenmiş. İşin utanç verici tarafı, yetkili sendikaların bu durumu, toplantının yapılacağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kapısında öğrenmiş ve kapıdan geri dönmüş olmalarıdır. Sayın Bakanın başka bir programı varmış. Hadi Sayın Bakanın çok önemli bir Devlet işi çıktı, toplantıya katılacaklara haber ulaştıracak kimse de mi yok? Yasa çıkarken, Yasanın uygulama yönetmeliği çıkarken, Sayın Bakanın uygun olmadığı, başka programı olduğu durumlarda yerine vekalet edecek, görüşmeleri yürütecek bir vekilinin olması gerektiği hiç düşünülmemiş mi? Bakanlığın müsteşarı yok mu? “Yetmez Ama Evet!” demekle bu işler yürümüyor. Demek ki, bu sendikalarla buraya kadar! Demek ki, bir kuruluşun adında “Sen” kelimesi eklenmiş olması, o kuruluşu sendika yapmıyormuş, konfederasyon yapmıyormuş! Toplu sözleşme görüşmeleri bitmiştir. Yüzlerce sayfalık talepler, tozlu raflarda dosyalanmayı ve arşive kaldırılmayı beklemektedir. Tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi Memurları ve memur emeklilerini yine hüsran beklemektedir. Bağımsız Diyanet-Sen ve BASK olarak bir kez daha tekrarlıyoruz: BASK, Toplu sözleşme masasına oturmadığı sürece yıllarımızı da, haklarımızı da kaybetmeye mahkumuz. Tıpkı 2002 yılından beri kaybettiğimiz 13 yıl gibi.
Bağımsız Diyanet-Sen ve BASK olarak 22 günlük toplu sözleşme sürecinin 8 gününün heba edilmesini eleştirmiştik.
Sadece toplu sözleşme değil, görüşmelerin sonucunu bekleyen milyonlarca memur ve memur emeklisinin de umurlarında olmadığını belirtmiştik.
Ne yani, Sayın Bakanın her işi çıktığında görüşmelere ara mı verilmesi gerekiyor?
Çalışma Genel Müdürü yok mu?
Devlet Personel Başkanı yok mu?
Beyler, “yer kavgası” yapacağınıza, keşke bu konulara kafa yorsaydınız!
Bunun anlamı açıktır:
Kayıpların telafisi, iyileştirme, refah payı hayal olmuştur.